kurtarılmış

listen to the pronunciation of kurtarılmış
التركية - الإنجليزية
freed
rescued
(Bilgisayar) recovered
kurtarılmış bölge
Safe zone. unoccupied zone
kurtar
rid

I must rid my kitchen of cockroaches. - Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.

I'm trying to rid myself of this bad habit. - Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.

kurtar
redeem

He has no redeeming traits. - Onun kurtarıcı özelliği yok.

kurtar
{f} rescued

He rescued a boy from drowning. - Bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.

They rescued him from danger. - Onlar onu tehlikeden kurtardılar.

kurtar
relieve of
kurtar
{f} rescue

Try to hold on until a rescue team arrives. - Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın.

The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake. - Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.

kurtar
extricate

The man extricated Ellie from a dangerous situation. - Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

kurtar
{f} salvage

Let's salvage what we can. - Hadi ne kurtarabilirsek kurtaralım.

This table is made out of salvaged wood. - Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.

kurtar
{f} extricated

The man extricated Ellie from a dangerous situation. - Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

kurtar
rid of
kurtar
recover

I want to recover my valuables. - Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.

The police recovered the stolen jewelry. - Polisler çalınan mücevheri kurtardı.

kurtar
relieveof
kurtar
disembarrass
kurtar
disencumber
kurtar
ridof
التركية - التركية
(Hukuk) MÜSTAHLAS
kurtarılmış
المفضلات