Horrible helicopter accident in a Belgian cemetery, the rescuers have already salvaged more than 500 corpses.
- Bir Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazası, kurtarıcılar şimdiden 500'den fazla ceset çıkardılar.
The rescuers searched the surroundings in hopes of finding the child.
- Kurtarıcılar çocuğu bulma umuduyla çevreyi aradı.
He saw himself as the world's savior.
- O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.
Do you accept Jesus Christ as your personal Savior?
- Kişisel Kurtarıcınız olarak İsa Mesih'i kabul ediyor musun?
Jesus Christ is my saviour.
- İsa Mesih kurtarıcımdır.
I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
He has no redeeming traits.
- Onun kurtarıcı özelliği yok.
Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
They were rescued by helicopter.
- Onlar helikopter tarafından kurtarıldılar.
Search and rescue operations began immediately.
- Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
Try to hold on until a rescue team arrives.
- Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
Sami salvaged his career.
- Sami kariyerini kurtardı.
This table is made out of salvaged wood.
- Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
I want to recover my valuables.
- Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
The police recovered the stolen jewelry.
- Polisler çalınan mücevheri kurtardı.