kurcalamak

listen to the pronunciation of kurcalamak
التركية - الإنجليزية
tamper
to tamper with, to monkey with, to meddle with, to toy with, to fiddle with; to scratch, to rub, to irritate; to go into, to rake sth up, to talk about
meddle with
toy with
tinker
fiddle with
go into
talk about
scratch
rub
go round
warm up
(zihin) possess
monkey
drag up
irritate
monkey with
poke up
to scratch, rub, irritate
to go into, delve into, dwell on (a matter). Kurcalama sivilceyi çıban edersin. (Atasözü) If you make too much of a fuss over a small problem, you'll make it into a big problem
rake up
tamper with
poke
fiddle
rout
kurcalamak (zihin)
possess
aklını kurcalamak
prepossess
kurcala
tamper with

Don't tamper with anything else. - Başka bir şeyi kurcalama.

kurcala
monkey with
kafasını kurcalamak
to make (one) think
kafasını kurcalamak
preoccupy
kafasını kurcalamak
to worry, to preoccupy
kurcalama
irritation
kurcalama
distraction
kurcalama
interference
zihinini kurcalamak
1. (for something) to keep popping into (one's) mind, recur to (one) repeatedly. 2. to think hard; to try hard to recall something; to try hard to understand something
zihnini kurcalamak
to strain one's mind, to worry
التركية - التركية
Sivri bir şey sokup karıştırarak zorlamak
Karıştırıp azdırmak, tahriş etmek
Meşgul ve rahatsız etmek
Bir konuyu araştırmak, üstünde durmak, eşelemek
Meşgul ve rahatsız etmek: "Bu sorunun cevabı zihnimi bir hayli kurcalayıp durmuştur."- H. Taner
Ellemek, karıştırarak bakmak
Bir konuyu araştırmak, üstünde durmak, eşelemek: "Tam bu bahsi kurcalayacak vakti buldum, doğrusu!"- R. H. Karay
kurcalama
Kurcalamak işi
kurcalamak
المفضلات