التركية - التركية
تعريف kura' في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) İbâdet eden
- KURA
- (Osmanlı Dönemi) (Karye. C.) Karyeler, köyler, kasabalar
- kura
- Toprak içinde bulunan büyük taş
- kura
- Ad çekme
- kura
- Ad veya numara çekme: "Okulu bitirirken kurada Karaköse'yi çekince dağda taşta doya doya ata bineceği için seviniyordu."- N. Cumalı
- kura
- Aras'ın kolu olan bir ırmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف kura' في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- Kura
- A river that flows in Turkey, Georgia and Azerbaijan, where receiving waters of Aras empties into Caspian Sea
- Kura River
- Azerbaijani Kür Georgian Mtkvari River in Turkey, Georgia, and Azerbaijan. The largest river in Transcaucasia, it rises in eastern Turkey and flows north. After entering Georgia, it turns east and flows southeast to enter the Caspian Sea. It is 848 mi (1,364 km) long and used in places for irrigation
- kura
- a river in western Asia; rises in northeast Turkey and flows to the Caspian Sea
المصطلحات ذات الصلة
التركية - الإنجليزية
تعريف kura' في التركية الإنجليزية القاموس.
- kura
- draw
Let's draw lots to decide who goes first.
-Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
- kura çekmek
- to draw lots
- kura
- drawing of lots; lot; conscription (by lots)
- kura
- (Askeriye) conscription based on a drawing of lots
- kura ile askerlik
- selective service
- kura ile belirlemek
- allot
- kura ile paylaştırmak
- lot
- kura yoluyla seçmek
- (Hukuk) to choose by lot
- kura çekmek
- take pot luck
- kura çekmek
- to draw lots, to cast lots (for sth)
- kura çekmek
- ballot
- kura çekmek
- cast lots
- kura çekmek
- draw
- kura çekmek
- draw lots