Fakat yarın müvekkilim ile bir randevum var.
- But I have an appointment with my client tomorrow.
Avukat müvekkilinin masumiyeti konusunda ısrar etti
- The lawyer insisted on the client's innocence.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Yeni müşteriniz size az önce bir mesaj yolladı.
- Your new client has just sent you a message.
Favori eposta istemcin kimdir?
- What's your favorite email client?
Kunden hielten, um in unsere Boutique zu kommen.
- Kunderne stoppede med at komme til vores butik.
Ich erwarte heute einen Kunden.
- Jeg venter en kunde i dag.