Salmon go up the river and lay their eggs in the sand.
- Somon nehre gider ve yumurtalarını kuma yumurtlar.
She's burying her money in the sand.
- Parasını kuma gömüyor.
Several children are playing in the sand.
- Bazı çocuklar kumda oynuyorlar.
Tom filled the wheelbarrow with sand.
- Tom el arabasını kum ile doldurdu.
The long coastline of the city contains sand and gravel.
- Kentin uzun kıyı şeridi kum ve çakıl içerir.