kullanılanlar

listen to the pronunciation of kullanılanlar
التركية - الإنجليزية
uses
A strengthener for the nerves, a tonic and antiseptic for the digestive system, black pepper gets things moving It stimulates the local circulation, can ease stiffness and pain, and shift congestion around joints and muscles Black pepper has been used to reduce fevers and to treat bronchial complaints, although it is not recommended as an inhalant It can expel stomach gas and help in some cases of diarrhea and vomiting Associated with courage, black pepper is an acknowledged aphrodisiac
third-person singular of use
A relationship from a use case to another use case in which the behavior defined for the former use case employs the behavior defined for the latter
plural of use
A relationship from a concrete use case to an abstract use case in which the behavior defined for the concrete use case
United States Employment Service
A relationship from a concrete use case to an abstract use case in which the behavior defined for the concrete use case employs the behavior defined for the abstract use case
kullan
{f} using

To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses. - Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.

He broke the machine by using it incorrectly. - O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.

kullan
{f} used

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

The gym is used for the ceremony. - Spor salonu, tören için kullanıldı.

kullanılan
current
kullanılan
(Bilgisayar) using

Using simple crayons, just like those used by any child, Maria was able to create breathtaking pictures. - Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi.

kullanılan
(Bilgisayar) used space
kullanılan
used

Bok choy is a vegetable used in Chinese cooking. - Çin lahanası, Çin mutfağında kullanılan bir sebzedir.

It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere. - O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

sık kullanılanlar
(Bilgisayar) favorites
kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

kullan
used to

I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it. - Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.

That's the computer he used to write the article. - O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.

kullan
make use of

The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair. - Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.

Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji. - Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.

kullan
{f} use

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

kullan
{f} exploit

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
wield

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

kullan
get round
kullan
got round
kullanılan
living
kullan
(Bilgisayar) play

Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play. - Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.

Most of the online users I play poker with have been newbies. - Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.

Kullanılan
in use
التركية - التركية

تعريف kullanılanlar في التركية التركية القاموس.

Kullanılan
(Osmanlı Dönemi) MÜTEDAVİL
kullanılanlar
المفضلات