kulüp

listen to the pronunciation of kulüp
التركية - الإنجليزية
club

Tom can't get a drink in this club because he's underage. - Tom reşit olmadığı için bu kulüpte bir içki içemez.

George was at the club yesterday. - George dün kulüpteydi.

club, association, society
clubhouse, club building
club; clubhouse
(Ticaret) society
clubhouse

Hats aren't allowed to be worn inside the clubhouse. - Kulüp binasında şapka giyilmesine izin verilmiyor.

fellowship
kulüp binası
clubhouse

Hats aren't allowed to be worn inside the clubhouse. - Kulüp binasında şapka giyilmesine izin verilmiyor.

kulüp ile ilgili
clubbable
kulüp ile ilgili
clubable
kulüp sandviç
club sandwich
kulüp ve gece kulüplerinin çok olduğu semt
clubland
kulüp üyeliğine lâyık
clubable
kulüp üyeliğine lâyık
clubbable
kulüp üyesi
clubman
rotary kulüp
rotary international
rotary kulüp
Rotary Club
rotary kulüp
rotary
rotary kulüp ile ilgili
Rotarian
rotary kulüp üyesi
Rotarian
uluslararası rotary kulüp
rotary international
التركية - التركية
Spor kulübü: "Geceleri kapalı olan kulübün salonu aydınlanmıştı."- Ö. Seyfettin
Görüşmek, konuşmak, okumak, spor yapmak gibi amaçlarla yalnız üye olanların toplandıkları yer: "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir."- S. F. Abasıyanık
Spor kulübü
Görüşmek, konuşmak, okumak, spor yapmak gibi amaçlarla yalnız üye olanların toplandıkları yer
Milletlerin oluşturduğu grup, pakt
Kişilerin, toplulukların oluşturduğu grup
الإنجليزية - التركية

تعريف kulüp في الإنجليزية التركية القاموس.

club fee kulüp
(Ticaret) aidatı
kulüp
المفضلات