I gave all the money I had left to the hairdresser.
- Bütün kalan paramı kuaföre verdim.
The best hairdressers are gay.
- En iyi kuaförler eşcinsel.
She went to the hairdresser's to have her hair done.
- Saçını yaptırmak için kuaföre gitti.
She went to the hairdresser's to have her hair done.
- Saçlarını yaptırmak için kuaföre gitti.