The robber stood surrounded by ten policemen.
- Soyguncu on tane polis tarafından kuşatılmış durumdaydı.
He was surrounded by the crowd.
- O kalabalık tarafından kuşatılmıştı.
The problem was beset with difficulties.
- Sorun zorluklarla kuşatıldı.
The Greeks besieged Troy for ten years.
- Yunanlar on yıl boyunca Truva'yı kuşattı.
In 1683, the Turks besieged Vienna for the second time.
- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.
I see that I am surrounded by hostile faces.
- Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.
- Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.
They're surrounding us.
- Onlar bizi kuşatıyor.