kozmetik

listen to the pronunciation of kozmetik
التركية - الإنجليزية
cosmetic; cosmetics
(a) cosmetic
cosmetic

Layla bought cosmetics at every shopping mall she visited. - Leyla ziyaret ettiği her alışveriş merkezinden kozmetik ürünleri satın aldı.

We should spend our time creating content for our website rather than wasting time worrying about minor cosmetic details. - Küçük kozmetik detaylar hakkında endişelenerek zaman kaybetmektense web sitemiz için içerik yaratarak zamanımızı harcamalıyız.

cosmetics

That store no longer sells cosmetics. - O mağaza artık kozmetik satmıyor.

Layla bought cosmetics at every shopping mall she visited. - Leyla ziyaret ettiği her alışveriş merkezinden kozmetik ürünleri satın aldı.

kozmetik açıdan
cosmetically
kozmetik cerrahi
(Tıp) cosmetic surgery
kozmetik diş hekimliği
(Diş Hekimliği) cosmetic dentistry
kozmetik endüstrisi
cosmetics industry
kozmetik ürünler
(Kimya) cosmetic products
kozmetik mağazası
beauty shop
kozmetik preparatlar
toilet preparations
kozmetik sanayii
cosmetic industry
kozmetik teknikler
cosmetic techniques
deri soyma işlemi (kozmetik)
peeling
kozmetik
المفضلات