koyuyor

listen to the pronunciation of koyuyor
التركية - الإنجليزية
putting

Tom is putting stuff in his backpack. - Tom çantasına eşyalarını koyuyor.

I think you're putting in too much sugar. - Bence çok fazla şeker koyuyorsun.

A variety of golf in which balls are tapped into holes over short distances using a putter
The action of the verb to putt
The action of the verb to put
putt: hitting a golf ball on the putting surface with a putter; "his putting let him down today"
hitting a golf ball on the putting surface with a putter; "his putting let him down today"
present participle of putt
The throwing of a heavy stone, shot, etc
present participle of put
{i} laying, placing
with the hand raised or extended from the shoulder; originally, a Scottish game
koy
{i} cove

Tom put a cover over his car. - Tom arabasının üstüne bir kılıf koydu.

He put a cover over his car. - O, arabasının üzerine bir örtü koydu.

koy
put

Put some salt on your meat. - Etinin üzerine biraz tuz koy.

Please put the book on the shelf. - Lütfen kitabı rafa koy.

koy
inlet
koy
{f} putting

I had a hard time putting the kid to bed. - Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim.

Tom is putting stuff in his backpack. - Tom çantasına eşyalarını koyuyor.

koy
{i} sound

What sound does a sheep make? - Bir koyun nasıl ses çıkarır?

I put my fingers in my ears to block out the terrible sounds. - Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.

koy
{i} arm

Tom put his arm around Mary. - Tom kolunu Mary'nin etrafına koydu.

Tom put the thermometer under his arm. - Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.

koy
loch
koy
indentation
koy
bight
koy
shag
koy
basin
koy
bay, cove, inlet
koy
small bay, cove
koy
armlet
koy
creek
koy
bay

We were granted the privilege of fishing in this bay. - Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.

koy
shagged
التركية - التركية

تعريف koyuyor في التركية التركية القاموس.

KOY
(Osmanlı Dönemi) Küçük körfez. Karanın içine girmiş, rüzgârdan saklı deniz parçası. Deniz koyuna benzer, çevresi mahfuz yer. Köşe, bucak
Koy
bük
koy
Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu yer, küçük körfez: "Sandalını Kaşık Adası'nın bir küçük koyuna çekti."- S. F. Abasıyanık
koy
Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu yer, küçük körfez
koyuyor
المفضلات