Tom is probably frightened.
- Tom muhtemelen korkmuş.
Tom seems frightened.
- Tom korkmuş görünüyor.
They were afraid of the big dog.
- Büyük köpekten korkmuşlar.
She looks very much afraid.
- O, çok korkmuş görünüyor.
Tom seemed to be terrified.
- Tom korkmuş görünüyordu.
Tom looks absolutely terrified.
- Tom kesinlikle korkmuş görünüyor.
I felt kind of awestruck.
- Biraz korkmuş hissettim.
Tom looked a bit startled.
- Tom biraz korkmuş gibi görünüyordu.
Tom seemed to be startled.
- Tom çok korkmuş görünüyordu.
He ran like a scared rabbit.
- O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
She was so scared that she couldn't speak.
- O kadar korkmuştu ki konuşamadı.
It's nothing, don't be afraid!
- Bu şey yok, korkmayın!
Don't be afraid to make a mistake.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
They fear that he may be dead.
- Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
Cats have a dread of water.
- Kedilerin su korkusu vardır.
My little brother says that he had a dreadful dream last night.
- Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.
He looked very terrified after the car crash.
- O, araba kazasından sonra çok korkmuş görünüyordu.
The poor rabbit, terrified, whimpered in the hands of its owner.
- Zavallı tavşan, çok korkmuştu, sahibinin ellerinde inildedi.