التركية - الإنجليزية
تعريف koordi̇ne في التركية الإنجليزية القاموس.
- koordine etmek
- coordinate
Schedules are difficult to coordinate.
-Programları koordine etmek zordur.
- koordine
- coordinative
- koordine
- coordinate
The assault was poorly coordinated.
-Saldırı kötü bir şekilde koordine edildi.
Schedules are difficult to coordinate.
-Programları koordine etmek zordur.
- koordine etmek
- (Ticaret) co-ordinate
- komuta ilişkileri anlaşması; koordine eden inceleme makamı
- (Askeri) command relationships agreement; coordinating review authority
- koordine edilmiş tasarım
- co-ordinated design
- koordine edilmiş taslak plan
- (Askeri) coordinated draft plan
- koordine edilmiş tatbikat
- (Askeri) coordinated exercise
- koordine edilmiş tedarik
- (Askeri) coordinated procurement
- koordine etme durumu
- coordinateness
- koordine etmek
- to coordinate
Schedules are difficult to coordinate.
-Programları koordine etmek zordur.
- koordine evrensel saat; birlik türü kodu
- (Askeri) Coordinated Universal Time; unit type code
- koordine fiksi
- (Havacılık) coordination fix
- koordine makamı
- (Askeri) coordinating authority
- koordine olarak
- coordinately
- koordine
- ordinates
- koordine
- ordinated
- Hava Standartizasyon Koordine Komitesi; Ordu Hizmetler Bölgesi Unsuru Komutanlığ
- (Askeri) Air Standardization Coordinating Committee; Army service component command
- ekonomi politikalarını koordine etmek
- (Hukuk) to coordinate economic policies
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف koordi̇ne في التركية التركية القاموس.
- (Hukuk) Düzenleme; aralarında uyum sağlama
- KOORDiNE
- Koordinasyonla ilgili
- koordine etmek
- Uyum ve düzen sağlamak