He got drunk and chatty.
- O sarhoş ve konuşkan oldu.
My friend is a chatty man.
- Arkadaşım konuşkan bir insan.
After the second glass of wine, Tom became talkative.
- İkinci bardak şaraptan sonra Tom konuşkan oldu.
Her talkativeness is a pain in the neck.
- Onun konuşkanlığı rahatsızlık verici.
Tom isn't very communicative.
- Tom çok konuşkan değil.
I'm not a vocal person.
- Ben konuşkan bir kişi değilim.
Tom is quite articulate.
- Tom oldukça konuşkan.
Mary is an intelligent and highly articulate young woman.
- Mary akıllı ve son derece konuşkan genç bir kadın.