konuşamama

listen to the pronunciation of konuşamama
التركية - الإنجليزية
aphasia
A partial or total loss of language skills due to brain damage. Usually, damage to the left perisylvian region, including Broca's area and Wernike's area, causes aphasia

The Doctor came over in three minutes, and heard the story. ‘It's aphasia,’ he said.

It is dependent on injury or disease of the brain
Loss of the power of speech, or of the appropriate use of words, the vocal organs remaining intact, and the intelligence being preserved
Aphasia is a mental condition in which people are often unable to remember simple words or communicate. or dysphasia Defect in the expression and comprehension of words, caused by damage to the frontal and temporal lobes of the brain. It can result from head trauma, tumour, stroke, or infection. Symptoms vary with the brain area involved, and the ability to put words in a meaningful order may be lost. Speech therapy may be useful. In some cases, improvement may be due to assumption of some language functions by other areas of the brain
{i} impairment or loss of the ability to use and understand words
konuş
speak

Can you speak English? - İngilizce konuşabiliyor musun?

I don't speak Japanese. - Japonca konuşamıyorum.

konuş
{f} spoke

It isn't a surprise that English is the world's most spoken language. - Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.

The policeman spoke to a man on the street. - Polis bir adamla sokakta konuştu.

konuş
{f} commune
konuş
(Tıp) conus
konuş
talk to

I want to talk to you. - Seninle konuşmak istiyorum.

I want to talk to your uncle. - Amcanla konuşmak istiyorum.

konuş
{f} talk

Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely. - Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.

We talked about various things. - Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.

konuş
commune with
konuş
spoke out
konuş
speak out

You can speak out freely here. - Sen burada özgürce konuşabilirsin.

You need to speak out. - Senin konuşman gerekiyor.

konuş
{f} spoken

In Papua New Guinea, there are 850 different languages spoken by Papuans. - Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır.

Which language is spoken in the United States of America? - Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?

konuş
spoke to
konuş
speak to

May I speak to Pedro? - Pedro ile konuşabilir miyim?

She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood. - O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.

konuş
spoken out
konuş
{f} tongue

I can speak Esperanto as if it's my mother tongue. - Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.

By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek. - Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim.

konuş
{f} talked

We always talked about a lot of things after school. - Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk.

We talked the night away. - Biz geceyi konuşarak geçirdik.

konuş
{f} talking

Talking in the library is not allowed. - Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.

Who were you talking with? - Kiminle konuşuyordun?

konuş
spoken to
konuş
{f} speaking

Don't be afraid to make mistakes when speaking English. - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.

Speaking English isn't easy. - İngilizce konuşmak kolay değildir.

konuş
discourse

In their discourse after dinner, they talked about politics. - Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler.

konuş
placing, arrangement
konuş
(Askeriye) disposition, deployment
konuş
geol. location
konuş
intercede
konuş
converse

I need someone with whom I can converse. - Konuşabileceğim birine ihtiyacım var.

We conversed until late at night while eating cake and drinking tea. - Biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk.

konuşamamak
be tongue tied
التركية - التركية

تعريف konuşamama في التركية التركية القاموس.

konuş
Konma işi veya biçimi
konuş
Konum
konuş
Bütün imkânlar göz önünde tutularak kara, hava ve deniz birliklerinin yerleştirilmesi biçimi
konuşamama
المفضلات