I just wanted to check my email.
- Sadece e postamı kontrol etmek istedim.
Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
- Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
- Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.
They formed a company to control it.
- Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
I'd like to check out.
- Ben kontrol etmek istiyorum.
I'll go to check out the bedroom.
- Yatak odasını kontrol etmek için gideceğim.
I'll be back in an hour to check on you again.
- Seni tekrar kontrol etmek için bir saat içinde döneceğim.
I just want to check on something.
- Sadece bir şeyi kontrol etmek istiyorum.
They needed a new government to control the anarchy.
- Onların anarşiyi kontrol etmek için yeni bir hükümete ihtiyaçları vardı.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
We should check the spread of the disease.
- Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.
We'd better check it out.
- Bunu kontrol etsek iyi olur.
Should I go check it out?
- Onu kontrol etmeye gitmeli miyim?
You must control yourself.
- Kendinizi kontrol etmelisiniz.
Anger is hard to control.
- Öfkeyi kontrol etmek zordur.
I have trouble controlling my anger.
- Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.
Controlling my emotions is not my forte.
- Duygularımı kontrol etmek benim görevim değil.
Aliens controlled Earth's progress in secret.
- Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
The government of the Inca Empire controlled everything.
- İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
- Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
Would it be fair to say you have a problem controlling your anger?
- Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
Tom started the coffee brewing, then checked his email.
- Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.