The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
- Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
I have trouble controlling my anger.
- Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.
I just wanted to check my email.
- Sadece e postamı kontrol etmek istedim.
I have to check and see what the contract says.
- Sözleşmenin ne dediğini kontrol etmek ve görmek zorundayım.
Anger is hard to control.
- Öfkeyi kontrol etmek zordur.
They formed a company to control it.
- Onu kontrol etmek için bir şirket kurdular.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
They needed a new government to control the anarchy.
- Onların anarşiyi kontrol etmek için yeni bir hükümete ihtiyaçları vardı.
We'd better check it out.
- Bunu kontrol etsek iyi olur.
Tom wants you to check it out.
- Tom bunu kontrol etmeni istiyor.
I'll go to check out the bedroom.
- Yatak odasını kontrol etmek için gideceğim.
I'd like to check out.
- Ben kontrol etmek istiyorum.
I'll be back to check on you later.
- Daha sonra seni kontrol etmek için döneceğim.
I'll be back in an hour to check on you again.
- Seni tekrar kontrol etmek için bir saat içinde döneceğim.
Try to control yourself.
- Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
You must control yourself.
- Kendinizi kontrol etmelisiniz.
The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
- Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
I have trouble controlling my anger.
- Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.
Fadil controlled the drug trade in the area.
- Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.
Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself.
- Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.
Tom started the coffee brewing, then checked his email.
- Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.
He checked the durability of the house before buying it.
- O, satın almadan önce evin dayanıklılığını kontrol etti.