kontrol edilmemiş

listen to the pronunciation of kontrol edilmemiş
التركية - الإنجليزية
unexamined
{a} not examined, not looked over
That has not been examined
{s} not examined
kontrol et
{f} check

We should check the spread of the disease. - Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

kontrol et
check it out

Should I go check it out? - Onu kontrol etmeye gitmeli miyim?

I want to check it out. - Bunu kontrol etmek istiyorum.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Anger is hard to control. - Öfkeyi kontrol etmek zordur.

You must control yourself. - Kendinizi kontrol etmelisiniz.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

Would it be fair to say you have a problem controlling your anger? - Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?

I have trouble controlling my anger. - Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.

kontrol et
{f} controlled

Aliens controlled Earth's progress in secret. - Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.

Tom controlled everything. - Tom her şeyi kontrol etti.

kontrol et
checked

He checked the durability of the house before buying it. - O, satın almadan önce evin dayanıklılığını kontrol etti.

Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic. - Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.

kontrol edilmemiş
المفضلات