kontrol eden

listen to the pronunciation of kontrol eden
التركية - الإنجليزية
controller
controlling
kontrol et
{f} check

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

kontrol et
check it out

I can't wait to check it out. - Onu kontrol etmek için sabırsızlanıyorum.

We'd better check it out. - Bunu kontrol etsek iyi olur.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Try to control yourselves. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

Anger is hard to control. - Öfkeyi kontrol etmek zordur.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

I have trouble controlling my emotions. - Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

I have trouble controlling my anger. - Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.

kontrol et
{f} controlled

Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself. - Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.

Aliens controlled Earth's progress in secret. - Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.

kontrol et
checked

Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic. - Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.

He checked the durability of the house before buying it. - O, satın almadan önce evin dayanıklılığını kontrol etti.

doğal kaynakları kontrol eden kuruluş
conservancy
konteyner kontrol unsuru; devam eden cezai teşebbüs
(Askeri) container control element; continuing criminal enterprise
kontrol eden
المفضلات