They invite us to their conferences.
- Onlar bizi konferanslarına davet ediyor.
I'm sick of conferences these days.
- Bu günlerde konferanslardan bıktım.
His lectures are very long.
- Onun konferansları çok uzun.
You are sensitive about lectures.
- Konferanslar hakkında hassassın.
The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
- Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
His last lecture at Waseda brought down the house.
- Onun Waseda'daki son konferansı evi aşağı indirdi.
Many students were present at the lecture.
- Çok sayıda öğrenci konferansta hazır bulundu.