koklamak

listen to the pronunciation of koklamak
التركية - الإنجليزية
smell

It's so wonderful to smell freshly made coffee! - Taze yapılmış kahveyi koklamak çok harika!

Tom leaned down to smell the flower. - Tom çiçeği koklamak için eğildi.

sniff
whiff
nose around
snuff
nose
to smell

It's so wonderful to smell freshly made coffee! - Taze yapılmış kahveyi koklamak çok harika!

It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania. - Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır.

to smell, sniff. Koklayanın burnu düşer. colloq. It stinks something awful./It smells to high heaven
kokla
{f} scent
kokla
{f} scented
koklama
smell

Don't smell it. It might be mutagenic. - Onu koklama! Mutajenik olabilir.

Tom leaned down to smell the flower. - Tom çiçeği koklamak için eğildi.

koklama
smell koklamak; kokmak; kokusmak, pis kokmak; kokusunu almak, sezmek
Koklama
(Tıp) osmesis
gül üstüne gül koklamak
to be disloyal to one's sweetheart by loving another person
koklama
smelling, sniffing
koklama
smelling
koklama
snuffle
koklama
olfactory
koklama
sniff
koklama
sniffing
التركية - التركية
Kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek, koku almak: "Köpekler, yılanın parçalarını kokluyor, yemek istemiyorlardı."- M. Ş. Esendal
Kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek, koku almak
(Osmanlı Dönemi) NEŞVE
(Osmanlı Dönemi) NÜŞK
kokmak
(Osmanlı Dönemi) NİŞVE
(Osmanlı Dönemi) SEVF
(Osmanlı Dönemi) RAVH
KOKLAMA
Koklamak işi
Koklama
koku alma duyusu
koklamak
المفضلات