kokana

listen to the pronunciation of kokana
التركية - الإنجليزية
formerly (non-Muslim) woman
(Konuşma Dili) woman who's very particular about her appearance or fastidious in her dress
overdressed woman
1.(Konuşma Dili) overdressed and excessively made-up woman
kok
{i} coke

Coal, charcoal, coal coke and petroleum coke are used as fuels. - Kömür, mangal kömürü, kok kömürü ve petrol koku yakıt olarak kullanılmaktadır.

kok
(Gıda) cocci
kok
(Gıda) coccus
kok
{f} smell

It smelled really good. - Gerçekten güzel koktu.

Jazz isn't dead, it just smells funny. - Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.

kok
reek

Her breath reeks of alcohol. - Onun nefesi alkol kokuyor.

Layla was reeking of alcohol. - Leyla alkol kokuyordu.

kok
{f} smelled

The room smelled like someone had been smoking. - Oda sanki birisi sigara içiyormuş gibi kokuyordu.

It smelled really good. - Gerçekten güzel koktu.

kok
{f} smelling

Mary is smelling the flowers. - Mary çiçekleri kokluyor.

Tom is smelling the flowers. - Tom çiçekleri kokluyor.

kok
{f} smelt

Sami's dog smelt something. - Sami'nin köpeği bir şeyi kokluyor.

Sami's cigarettes smelt like marijuana. - Sami'nin sigaraları marihuana gibi kokuyordu.

التركية - التركية
Hıristiyan kadınlarına verilen ad
Kok
kok kömürü
kok
Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü