Tom'da örgü örmeyi sever.
- Tom likes knitting too.
Mary örme şişlerini çıkardı ve örmeye başladı.
- Mary pulled out her knitting needles and started to knit.
Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.
- She put her knitting aside and stood up.
O, örgüsüyle meşguldü.
- She was busy with her knitting.
Onun için bir kazak örerek bir günden fazla harcadı.
- Many a day did she spend knitting a sweater for him.
Bayan Rachel Lynde mutfak penceresinde bir yorgan örerek oturuyordu.
- Mrs. Rachel Lynde was sitting at her kitchen window, knitting a quilt.
Kız kardeşim bu sabahtan beri örgü örüyor.
- My sister has been knitting since this morning.
Ona bir kazak örmek için günler harcadı.
- She spent many days knitting a sweater for him.