İmtihanı geçebilmesi lazım, zira kabiliyeti var.
- He must be able to pass the exam since he has the capacity.
Tom erken emeklilik kararı aldı.
- Tom opted for early retirement.
Emeklilikten sonraki hayatı mutsuzdu.
- His life after retirement was unhappy.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If he studied hard, he could pass the exam.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If she studied hard, she could pass the exam.
Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.
- Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.
Doktor bebeği muayene etti.
- The doctor examined the baby.