kitaplik

listen to the pronunciation of kitaplik
التركية - الإنجليزية

تعريف kitaplik في التركية الإنجليزية القاموس.

kitaplık
library
kitaplık
bookcase

John built a bookcase. - John bir kitaplık yaptı.

He is buying some wood so that he can make a bookcase. - O, bir kitaplık yapabilmesi için biraz kereste satın alıyor.

kitaplık
bookshelf

He made her a bookshelf. - O ona bir kitaplık yaptı.

By no means may you cut out the pictures from the books on the bookshelf. - Hiçbir şekilde kitaplıktaki kitaplardan resim kesip çıkaramazsın.

kitaplık
(material) fit to be used in the printing or binding of a book
kitaplık
bookcase, book shelves; bookstand, bookrack
kitaplık
bookcase; library
kitaplık
corpus
kitap
book

These are very old books. - Bunlar çok eski kitaplar.

This is a good book, but that one is better. - Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.

kitaplık altyordamı
library subroutine
kitaplık izi
library track
kitaplık programı
library program
kitaplık şeridi
library tape
kitap
(Hukuk) paper

Books are made out of paper. - Kitaplar kağıttan yapılırlar.

There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table. - Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.

kitap
work

Were I free from work, I could read these books. - İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.

This book counts among the best of his work. - Bu kitap, onun çalışmalarının en iyileri arasında sayılır.

devingen bağımlı kitaplık
dynamic link library
kitap
volume

This book comes in two volumes. - Bu kitap iki cilt halinde geliyor.

kitap
writing

He's writing a book now. - O şimdi bir kitap yazıyor.

The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it. - Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .

kitap
the book

Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf? - Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?

I paid five dollars for the book. - Kitap için beş dolar ödedim.

kitap
biblio
kitap
book up
geçerli kitaplık
(Bilgisayar) current library
optik kitaplık
(Bilgisayar) optical library
tavana kadar kitaplık
bookstack
yetkili kitaplık
authorized library
التركية - التركية

تعريف kitaplik في التركية التركية القاموس.

kitaplık
Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane
kitaplık
Evlerde ve iş yerlerinde içinde kitapların bulunduğu oda
kitaplık
Kuruluş amaç ve görevine uygun kitap, film, plak gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan, düzenleyen ve genel olarak ilgilenen okurlara sunan kuruluş, kütüphane
kitaplık
Belli bir sayıda kitabı olan
kitaplık
Kitap yapmaya elverişli
kitaplık
Herhangi bir sayıda veya kitap olabilecek kadar
kitaplık
Evlerde ve iş yerlerinde içinde kitapların bulunduğu oda: "Kızını doktorun muayene odasına açılan kitaplığa gönderdi."- H. E. Adıvar
kitaplık bilimci
Kitaplıklarda işlerin yürütülmesini sağlayan, kitaplık bilimi öğrenimi görmüş kimse, kütüphaneci
kitaplık bilimi
Kitap sayısını çoğaltmanın, kataloglayıp sınıflandırmanın ve okuyucuları kitaptan yararlandırmanın yollarını, kurallarını belirten bilim dalı, kütüphanecilik
kitaplık görevlisi
Kütüphanecilik öğrenimi görmemiş olan ve bir kitaplıkta bilimsel işler dışında kalan işleri yürüten kimse
Kitap
mecelle
kitap
Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü: "Ona son olarak rüya için kitaptaki tabiri aramanın abes olduğunu söylediğimi hatırlıyorum."- A. Ş. Hisar
kitap
Herhangi bir konuda yazılmış eser
kitap
Herhangi bir konuda yazılmış eser: "Acaba bir edebiyat kitabında hazır bir tarif bulamaz mıyız?"- F. R. Atay
kitap
Kutsal kitap
kitap
Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü