تعريف kitap في التركية الإنجليزية القاموس.
- book
These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
This is a good book, but that one is better.
- Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- (Hukuk) paper
Tom has written a very good paper on the production of rubber.
- Tom lastik üretimi üzerine çok iyi bir kitap yazdı.
The paperback version is cheaper.
- Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.
- work
This book counts among the best of his work.
- Bu kitap, onun çalışmalarının en iyileri arasında sayılır.
This book is one of the poet's best works.
- Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.
- volume
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
- writing
The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it.
- Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .
I'm now busy writing a book.
- Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
- the book
I paid five dollars for the book.
- Kitap için beş dolar ödedim.
We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
- Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
- biblio
- book up
- kitap kabındaki tanıtıcı yazı
- blurb
- kitap yaprağı
- leaves
- kitap dayağı
- bookend
- kitap düzeni
- (Bilgisayar) book layout
- kitap fobisi
- (Tıp) bibliophobia
- kitap gibi
- (Konuşma Dili) like a book
- kitap hastası
- bookworm
- kitap incelemesi
- book review
- kitap kabı
- book jacket
- kitap kabı
- dust cover
- kitap kabı
- cover
- kitap kapağı
- binding
- kitap kapağındaki övgü yazısı
- blurb
- kitap konulan raflı mobilya
- bookcase
- kitap okumak
- read book
I have no time to read books.
- Kitap okumak için zamanım yok.
Tom likes to stay home and read books on weekends.
- Tom hafta sonlarında kitap okumak için evde kalmaktan hoşlanır.
- kitap okumak
- read a book
I just want to relax in the park and read a book.
- Ben sadece parkta dinlenmek ve bir kitap okumak istiyorum.
It's too dark here to read a book.
- Burası kitap okumak için çok karanlık.
- kitap okumayı severim
- i like reading
- kitap sehpası
- reading desk
- kitap seven
- bibliophile
- kitap seçimi
- book selection
- kitap yazmak
- write a book
- kitap özeti
- book summary
- kitap ayracı
- Bookmark
- kitap okuma
- reading
- kitap okumak
- Read (a) book
- kitap altlığı
- bookstand
- kitap altlığı
- reading stand
- kitap altlığı
- book rest
- kitap açacağı
- paperknife
- kitap baskı özelliklerini açıklayan yazı
- colophon
- kitap başına eklenen sayfalar
- end paper
- kitap burada başlıyor
- incipit
- kitap ciltleme kartonu
- (Matbaacılık, Basımcılık) book binding board
- kitap deliliği
- bibliomania
- kitap delisi
- bibliomaniac
- kitap desteği
- book end
- kitap değerlendirme
- (Dilbilim) textbook evaluation
- kitap dikişi
- whip
- kitap dolabı
- bookcase
Put the books in the bookcase.
- Kitapları kitap dolabına koy.
- kitap düzenlemesi
- format
- kitap düşkünlüğü
- bookishness
- kitap düşkünlüğü
- bibliomania
- kitap düşkünü
- bibliomaniac
- kitap ehli People of the Book
- (often used by Muslims when speaking of Jews and Christians)
- kitap eleştirisi
- book reviev
- kitap eleştirmeni
- book reviever
- kitap endüstrisi ve ticareti
- book industries and trade
- kitap evi
- bookstore
How do I get to the used bookstore?
- Kullanılmış kitap evine nasıl gidebilirim?
- kitap gibi (karı)
- slang one hell of a good-looking (woman)
- kitap gibi okumak
- (deyim) read like a book
- kitap haline getirmek
- collect into a book
- kitap haline getirmek
- publish into a book
- kitap harfiyle yazmak
- letter
- kitap hastası
- bibliophile
- kitap hastası
- bibliophil
- kitap hastası olma
- bibliophily
- kitap incelemesi
- book reviev
- kitap kabı
- slipcase
- kitap kabı
- wrapper
- kitap kabı
- dust cover, dust jacket, book jacket, jacket
- kitap kabı
- jacket
- kitap kesme makinesi
- (Kitap) book cutting machine
- kitap kiralayan kütüphane
- lending library
- kitap kurdu
- bookworm
He is, so to speak, a bookworm.
- Deyim yerindeyse, o bir kitap kurdudur.
She is what we call a bookworm.
- Kendisi kitap kurdu denilen türde birisi.
- kitap kurdu bookworm
- (insect or person)
- kitap listesi
- bibliotheca
- kitap meraklısı kimse
- bookish person
- kitap merakı
- bookishness
- kitap metni
- letterpress
- kitap müzayedeleri
- book auctions
- kitap numaralandırma
- book numbering
- kitap numarası
- (kütüphane) pressmark
- kitap okumanın yararları
- benefits of reading
- kitap olarak yazdır
- (Bilgisayar) print as book
- kitap rafı
- book rack
- kitap rafı
- stack
- kitap rafı
- bookstand
- kitap satışı el ilanı
- (Bilgisayar) book sale flyer
- kitap sergisi
- bookstall
- kitap severlik
- bibliophily
- kitap sonu dolguları
- (Bilgisayar) bookend fills
- kitap sonuna eklenen sayfalar
- end paper
- kitap süsü
- vignette
- kitap sırtı
- (Kitap) bookback
- kitap sırtı
- back
- kitap tanıtım yazısı
- blurb
- kitap tarifesi
- bookpost
- kitap tutucu
- reading stand
- kitap vb haline sokmak
- write something up
- kitap vb'ne dönüştürmek
- write something up
- kitap ve dansçı
- book and dancer
- kitap yayınlamak
- publish a book
- kitap yazar no
- (Bilgisayar) book author id
- kitap yazarları
- (Bilgisayar) bookauthors
- kitap yazarları
- book authors
- gerçekleri açıklayan kitap
- expose
- heyecanlı kitap
- thriller
- karton kapaklı kitap
- paperback
The paperback version is cheaper.
- Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.
- (kitap) gözden geçirmek
- browse
- beyaz kitap
- white book
- ciltsiz (kitap)
- paperback
- eleştirmek (kitap)
- notice
- kapak kitap
- dome
- kaplamak kitap
- back
- karton ciltli kitap
- paperback
- karton kapaklı (kitap)
- soft-cover
- okunmamış (kitap/mektup vb)
- unread
- rehber kitap
- guide book
- sesli kitap
- audio book
- yeni kitap
- (Bilgisayar) new book
- ben her gece kitap okurum
- i read book every night
- ehl-i kitap
- (Din) People of the Book
- ilâhi kitap
- Holly book
- kitaplar
- books
This student's books are new.
- Bu öğrencinin kitapları yeni.
These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
- kitaplar
- on the books
We’ve all heard of outdated laws that remain on the books from earlier times, many of which are good for a few laughs.
- Hepimiz eski zamanlardan kitaplarda kalan eski yasaları duyduk, bunların çoğu birkaç kahkaha için iyidir.
There are still many stupid laws that are on the books.
- Kitaplarda hâlâ birçok aptalca yasalar var.
- kitaplar
- libris
- Başvurulan kitap
- Bible
- Beyaz Kitap
- (Hukuk) White Paper
- Eski ahit'te hazreti süleyman'a yazılan kitap
- Ecclesiastes
- Eski ahitte dördüncü kitap
- Numbers
- Eski ahitte dördüncü kitap
- fourth book of the Old Testament
- Kaynak kitap
- Bible
- Kutsal Kitap
- the Bible
I'm not sure what I should read: Harry Potter or the Bible?
- Ne okumam gerektiği konusunda emin değilim: Harry Potter'mu yoksa Kutsal Kitap mı?
- Kutsal kitap
- the Word
- Kutsal kitap
- Holy Writ
My book became the Holy writ for all those engineers.
- Benim kitabım tüm mühendisler için kutsal kitap oldu.
- Kutsal kitap
- Bible
Tom always carries a Bible with him.
- Tom her zaman yanında bir Kutsal Kitap taşır.
I'm not sure what I should read: Harry Potter or the Bible?
- Ne okumam gerektiği konusunda emin değilim: Harry Potter'mu yoksa Kutsal Kitap mı?
- Kutsal kitap
- holy scripture
- Kutsal kitap
- Scripture
Throughout the Scriptures, we find this usage of the number forty.
- Kutsal Kitap boyunca kırk sayısının bu kullanımını bulursunuz.
- Kutsal kitap
- Scriptures
Throughout the Scriptures, we find this usage of the number forty.
- Kutsal Kitap boyunca kırk sayısının bu kullanımını bulursunuz.
- Mukaddes kitap
- Bible
- baronların listelendiği kitap
- baronage
- başkası adına kitap yazan yazar
- ghost writer
- birlikte kitap okumak
- look on
- büyük boy kitap
- folio
- ciltli kitap
- hardback
The girl was carrying several books. Not textbooks, but thick hardback books.
- Kız birkaç kitap taşıyordu. Ders kitapları değil, ama kalın ciltli kitaplar.
- ciltli kitap
- hardcover
- coğrafi kitap
- geography
- diyor ki ... (kitap vb'nde)
- it says here that
- el yazması kitap
- codex
- en yakın kitap evi nerede
- Where is the nearest bookstore
- en çok satan kitap
- best seller
- ezberlenecek kitap
- reciter
- felsefi kitap
- philosophical book
- hesap etmek, kitap etmek
- to think it/something over carefully
- hesap kitap
- after thinking out
- hesap kitap
- a) after careful calculation b) after thinking out
- hesap kitap
- after careful calculation
- hesap kitap
- 1. after careful calculation. 2. after full consideration
- kalın kitap
- tome
- kara kaplı kitap
- (Konuşma Dili) 1. one's chief reference book, one's bible. 2. law book
- kara kitap
- black book
- kaynak kitap
- source book
- kitaplar
- endpapers
- komik kitap
- comic book
- kullanılmış kitap satan yer
- secondhand bookshop
- kutsal Kitap
- the Holy Bible, the Bible
- kutsal kitap kağıdı
- (Matbaacılık, Basımcılık) bible paper
- kutsal kitap yorumu
- exegesis
- kütüphane kitap listesi
- catalog
- kütüphane kitap listesi
- catalogue
- kütüphaneye yeni gelen kitap
- acquisition
- küçük kitap
- pocket edition
- latince kökenli dilde yazılmış kitap
- romance
- liste başı kitap
- best seller
- para için yazılan kitap
- potboiler
- rehber kitap
- directory
- rehber kitap
- vade mecum
- rehber kitap
- guidebook
Are there any guidebooks in Japanese?
- Japonya'da hiç rehber kitap var mıdır?
I bought several guidebooks, none of which helped me.
- Birkaç rehber kitap satın aldım, onların hiçbiri bana yardım etmedi.
- resimli kitap
- picture book
- satılmayıp elde kalan kitap
- remainder
- sayfaları kıvrılmış kitap
- dog eared
- yakınlarda kitap evi var mı
- Is there a bookstore nearby
- çeyrek boy kitap
- quarto
- çok dilde basılmış kitap
- polyglot
- çok kitap yazan
- voluminous
- ödünç kitap veren kütüphane
- circulating library