The suitcase contained nothing but dirty clothes.
- Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
Soap helps remove the dirt.
- Sabun kiri çıkarmaya yardım eder.
Soap can clean grime.
- Sabun kiri temizleyebilir.
Tom is covered in dirt and grime.
- Tom kir ve pislikle kaplı.
Cigarette smoke fouls the air in a room.
- Sigara dumanı odadaki havayı kirletir.
The air in this room is foul.
- Bu odanın havası kirli.
Don't let it get soiled.
- Bunun kirlenmesine izin vermeyin.
You always leave your bike filthy.
- Bisikletini her zaman kirli bırakıyorsun.
I've been involved in a filthy trade.
- Kirli bir takasa karıştım.