kirada

listen to the pronunciation of kirada
التركية - الإنجليزية
for hire
for rent, for lease
kira
rent

I'd like to rent a car. - Bir araba kiralamak istiyorum.

I would like to rent a car. - Bir araba kiralamak istiyorum.

kira
hire

Hire a minivan by the hour. - Saatle mini karavan kirala.

I hired a professional to repair the stove. - Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.

kirada olmak
1. (for a house, apartment, office, etc.) to be rented, Brit. be let; (for a car, boat, horse, machine, etc.) to be rented, Brit. be hired; to be leased. 2. (Konuşma Dili) to be in/live in a rented place, be in/occupy rented quarters
kirada oturmak
to live in a rented flat/house
kira
renting, leasing, hiring; rent, hire
kira
hiring

In addition to hiring me, he gave me a piece of advice. - Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.

kira
renting

Renting an office in the middle of Boston costs a lot. - Boston'un ortasında bir ofis kiralamak çok pahalı.

I was thinking of renting something in town. - Kasabada bir şey kiralamayı düşünüyordum.

kira
lease

Didn't you sign a lease? - Bir kira sözleşmesi imzaladın mı?

Tom leased an office. - Tom bir ofis kiraladı.

kira
rental

This is a rental car. - Bu bir kiralık araba.

The rental should be somewhat close to where I work. - Kiralık ev çalıştığım yere biraz yakın olmalı.

kira
rentals
kira
rent (money)
kira
renting, Brit. letting (a house, apartment, office, etc.); renting, Brit. hiring (a car, boat, horse, machine, etc.); leasing; chartering (a boat, bus, plane, etc.)
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف kirada في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Kira
A female given name of modern usage, variant of Kyra or directly borrowed from its Russian equivalent Кира (Kira) ; ultimately of Persian origin
Kira
of modern usage, variant of Kyra or directly borrowed from its Russian equivalent Кира (Kira) ; ultimately of Persian origin
التركية - التركية

تعريف kirada في التركية التركية القاموس.

Kira
(Osmanlı Dönemi) ŞEBR
Kira
(Hukuk) İCAR
kira
Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar: "Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye."- Ç. Altan
kira
Kiralık ev
kira
icar
kira
Kiralık ev: "O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat, bin feryat, türlü sıkıntılara giriftar olmuş iken..."- H. Z. Uşaklıgil
kira
Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar
kira
Bu biçimde tutulan bir şey için karşılık olarak ödenen para
kira
Bu biçimde tutulan bir şey için karşılık olarak ödenen para: "Kira ile aldım, zaten bu yüzden de geciktim ya!"- R. H. Karay
kirada
المفضلات