Because the personal computer here cannot change the system, nothing can be done.
- Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.
I bought a new personal computer yesterday.
- Dün yeni bir kişisel bilgisayar satın aldım.
She had an individual style of speaking.
- Onun kişisel bir konuşma tarzı vardı.
Self-publishing may be an attractive option.
- Kişisel yayıncılık çekici bir seçenek olabilir.
Self-publishing is a way to talk to the public.
- Kişisel yayıncılık, halkla konuşmanın bir yoludur.
Are these all your belongings?
- Bütün bunlar kişisel eşyalarınız mı?
Tom sold all of his belongings.
- Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı.
They are all my personal belongings.
- Onların hepsi benim kişisel eşyalarım.
May I leave my belongings on the bus?
- Kişisel eşyalarımı otobüste bırakabilir miyim?
The suspect had to lay all his personal effects on the table.
- Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.
Tom didn't take it personally.
- Tom onu kişisel olarak almadı.
Don't take it personally, Tom.
- Bunu kişisel olarak alma, Tom.
Self-help books are very popular in America.
- Kişisel gelişim kitapları Amerika'da çok popüler.