kişiliksiz

listen to the pronunciation of kişiliksiz
التركية - الإنجليزية
characterless
impersonal
(someone) who lacks a distinctive personality; styleless
unprincipled
impersonality
meek
kişilik
personality

Mary thinks that looks are more important than personality. - Mary görünüşlerin kişilikten daha önemli olduğunu düşünüyor.

Personality is important, but looks are important as well. - Kişilik önemli ama görünüş de önemlidir.

kişilik
character

She has a character defect. - Onda kişilik sorunu var.

Tom is quite a character. - Tom tipik bir kişilik.

kişilik
{i} identity
kişilik
presence
kişilik
person

Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful. - Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

I don't like women without personalities. - Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.

kişilik
(Gıda) portions
kişilik
individuality
kişilik
for persons
kişilik
prov. one's best clothes, one's best, one's Sunday-go-to-meeting clothes
kişilik
stature
kişilik
(araba) seater
kişilik
humanity
kişilik
personality, character, make-up; individuality
kişilik
fibre
kişilik
fiber
kişilik
seated
kişilik
(sufficient) for (so many) persons
kişilik
self
kişilik
seater
kişilik
selfhood
kişilik
for ... persons
التركية - التركية
Kişiliği olmayan, şahsiyetsiz
şahsiyetsiz
kişilik
Bayram gibi önemli günlerde veya konukların yanına çıkarken giyilen yeni giysi, yabanlık, adamlık
kişilik
Herhangi bir sayıda kişiden oluşan
kişilik
Bireyin toplumsal hayatı içinde edindiği alışkanlıkların ve davranışların bütünü
kişilik
Bir kimseye özgü belirgin nitelik
kişilik
İnsanlara yakışacak durum ve davranış
kişilik
Bir kimseye özgü belirgin özellik; manevî ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet
kişilik
Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet: "Herkes, kişiliğine bağlı dokunulmaz, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir."- Anayasa. İnsanlara yakışacak durum ve davranış
kişilik
Herhangi bir kişi için, herhangi bir kişiye yetecek miktarda
kişilik
Herhangi bir sayıda kişiden oluşan: "Biz, kadın, kız ve çocuk, on altı kişilik bir kafile olduk."- A. Gündüz
kişiliksiz
المفضلات