kişilikli

listen to the pronunciation of kişilikli
التركية - الإنجليزية
(someone) who has a distinctive personality; (someone, something) possessing style
kişilik
personality

Mary thinks that looks are more important than personality. - Mary görünüşlerin kişilikten daha önemli olduğunu düşünüyor.

In both appearance and personality, Tom is exactly like his father. - Hem görünüm hem de kişilik olarak, Tom tam olarak babasına benziyor.

kişilik
character

He's a man of very good character. - O çok iyi kişilikli bir adamdır.

He is a man of character. - O kişilikli bir insandır.

kişilik
{i} identity
kişilik
presence
kişilik
person

The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities. - Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.

Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful. - Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

kişilik
(Gıda) portions
kişilik
individuality
kişilik
for persons
ikiz kişilikli olma
split personality
kişilik
prov. one's best clothes, one's best, one's Sunday-go-to-meeting clothes
kişilik
stature
kişilik
(araba) seater
kişilik
humanity
kişilik
personality, character, make-up; individuality
kişilik
fibre
kişilik
fiber
kişilik
seated
kişilik
(sufficient) for (so many) persons
kişilik
self
kişilik
seater
kişilik
selfhood
kişilik
for ... persons
zayıf kişilikli
soppy
zayıf kişilikli tip
rubber stamp
التركية - التركية
Kişiliği olan, şahsiyetli
şahsiyetli
kişilik
Bayram gibi önemli günlerde veya konukların yanına çıkarken giyilen yeni giysi, yabanlık, adamlık
kişilik
Herhangi bir sayıda kişiden oluşan
kişilik
Bireyin toplumsal hayatı içinde edindiği alışkanlıkların ve davranışların bütünü
kişilik
Bir kimseye özgü belirgin nitelik
kişilik
İnsanlara yakışacak durum ve davranış
kişilik
Bir kimseye özgü belirgin özellik; manevî ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet
kişilik
Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet: "Herkes, kişiliğine bağlı dokunulmaz, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir."- Anayasa. İnsanlara yakışacak durum ve davranış
kişilik
Herhangi bir kişi için, herhangi bir kişiye yetecek miktarda
kişilik
Herhangi bir sayıda kişiden oluşan: "Biz, kadın, kız ve çocuk, on altı kişilik bir kafile olduk."- A. Gündüz
kişilikli
المفضلات