kesinti

listen to the pronunciation of kesinti
التركية - الإنجليزية
deduction
{i} interruption

Pardon the interruption. - Kesintiyi bağışlayın.

Discussion resumed after a short interruption. - Kısa bir kesintiden sonra tartışma yeniden başladı.

outage
(Ticaret) co-payment
snip
excise
check-off
(Bilgisayar) interrupt
deduction (from a payment)
(Hukuk) cut

The banker's pay cut was temporary, not permanent. - Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil.

Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness. - Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.

cut, snip; interruption; deduction; stoppage
dockage
dock
wage cut
stoppage
cutoff piece
subtraction
cutback

Many employees had to be laid off due to budget cutbacks. - Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.

The library near my house is now open only three days a week due to budget cutbacks. - Evimin yanındaki kütüphane bütçe kesintileri yüzünden şimdi haftada yalnızca üç gün açık.

surge
checkoff
kesinti kanalı
(Askeri) fringing groove
kesinti yapmak
cut back
kesinti hatası
(Askeri) truncation error
kesinti yapmak
slash
kesinti yapmak
to cut sth back, to cut back (on sth)
aşırı kesinti
slash
ön kesinti
(Hukuk) levy
التركية - التركية
Kesilen parça, kırpıntı
Bir işin bir süre için durması, inkıta, fasıla
Bir işin bir süre için durması, inkıta, fasıla. Ödenen bir paradan herhangi bir gerekle kesilen bölüm
Ödenen bir paradan herhangi bir gerekle kesilen bölüm
(Osmanlı Dönemi) BİTKE
الإنجليزية - التركية

تعريف kesinti في الإنجليزية التركية القاموس.

snip kirpma, kirkma; makasla kesilmis parça, kirpinti, kesinti; kelepir
makasla kesmek, kırpmak