kes!

listen to the pronunciation of kes!
التركية - الإنجليزية
(Konuşma Dili) chuck it
{f} hewed
plimsoll
sneaker
(Bilgisayar) kill

I need some medicine to kill the pain. - Ağrıyı kesmek için biraz ilaca ihtiyacım var.

I certainly had no idea Tom was thinking about killing himself. - Tom'un kendini öldürmeyi düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.

cut down

I saw him cut down a tree. - Onun bir ağacı kestiğini gördüm.

They cut down the tree. - Onlar ağacı kestiler.

truncate
cut in

The truck cut in front of my car. - Kamyon arabamın önünü kesti.

While I was talking on the telephone with John, the operator cut in. - Ben John ile telefonda konuşurken, operatör kesti.

hew
{f} hack

Tom hacked Mary's arm off with a sword. - Tom Mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.

I cut myself with a hacksaw. - Bir demir testeresi ile kendim kestim.

cutoff
{f} cut

It's easy to cut cheese with a knife. - Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.

These scissors don't cut well. - Bu makas iyi kesmiyor.

{f} cutting

Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors? - Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?

Banks are cutting lending to industrial borrowers. - Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.

{f} hewn
cut the cackle
cut off

Upon the day appointed for their execution she cut off her hair and dressed herself as if going to a fete. - Onların idamı için belirlenen günde, o sanki şölene gidiyormuş gibi saçını kesti ve giyinip kuşandı.

We were cut off while talking on the telephone. - Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.

{f} excise
{f} shear
{f} knife

The tip of the knife is sharp. - Bıçağın ucu keskindir.

It's easy to cut cheese with a knife. - Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.

{f} rip
{f} shorn
break

The thief cut the telephone lines before breaking into the house. - Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.

Rock breaks scissors. Scissors cut paper. Paper smothers rock. - Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.

amputate

Tom had one of his legs amputated. - Tom bacaklarından birini kestirdi.

I had to amputate Tom's leg. - Tom'un bacağını kesmek zorunda kaldım.

curtail
gym boot, sneaker
less of that
cut it out!
have done

Stop acting like this Tom! I'm tired of this nonsense! Just have done with it already! - Böyle davranmayı kes Tom! Bıktım bu saçmalıktan! Bırak bu işleri artık!

What you have done is absolutely inexcusable. - Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.

dry up
basketball shoe, (high-topped) sneaker
cut#off
exscind
lance
trephine
shutt#off
slit

Tom slit Mary's throat. - Tom Mary'nin boğazını kesti.

Tom slit his own throat. - Tom kendi boğazını kesti.

trepan
shutt off
gash
cut it out

You're not a child anymore so cut it out! - Artık bir çocuk değilsin bu yüzden kes artık.

heckle
resect
الإنجليزية - الإنجليزية
the kestrel
kes
Uncut hair, one of the five physical symbols that a Khalsa Sikh must have It is a symbol of spirituality
The ISO 4217 currency code for the Kenyan Shilling
Unshorn Hair