kenetlenmek

listen to the pronunciation of kenetlenmek
التركية - التركية
(mecaz) Açılamayacak biçimde sıkıca birbirinin üzerine kapanmak: "Anası onunla konuştu, öteki konuşmadı, çenesi kenetlenmiş ağzını açamıyordu."- Y. Kemal
(mecaz) Bir konuda aynı tutum ve davranışı göstermek
Kenetleme işi yapılmak
Açılamayacak biçimde sıkıca birbirinin üzerine kapanmak: "Anası onunla konuştu, öteki konuşmadı, çenesi kenetlenmiş ağzını açamıyordu."- Y. Kemal
Açılamayacak biçimde sıkıca birbirinin üzerine kapanmak
Bir konuda aynı tutum ve davranışı göstermek
kenetlenme
Kenetlenmek işi
kenetlenmek
المفضلات