Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
Do your homework by yourself.
- Ev ödevini kendin mi yaparsın?
Thou shalt love thy neighbour as thyself.
- Komşunu kendin gibi sevmelisin.
Thou shalt respect all weaknesses, and shalt constitute thyself the defender of them.
- Tüm zayıflıklara saygı göstermelisin ve kendini onların savunucusu tayin etmelisin.
You must do it yourself.
- Onu kendin yapmalısın.
Put yourself in my position.
- Kendini benim yerime koy.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
I perceive myself as my own god.
- Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
Self-help is the best help.
- Kendi kendine yardım en iyi yardımdır.
The man pleaded self-defence.
- Adam kendini savunmak için yalvardı.
Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders.
- Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.
Tom and Mary spoke in their respective languages.
- Tom ve Mary kendi dillerinde konuştu.
The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself.
- Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.
It's very difficult to know oneself.
- Kendini bilmek çok zordur.
She wears high heels to make herself look taller.
- O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
She soon adjusted herself to village life.
- Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
He taught himself French.
- Kendisine Fransızca öğretti.
He said NO to himself. He said YES aloud.
- O kendi kendineHAYIRdedi.Yüksek sesle EVET dedi.
America fancies itself the world's freest nation.
- Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
- Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
America fancies itself the world's freest nation.
- Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
The candle went out by itself.
- Mum kendiliğinden söndü.
In the automotive industry of the 1970's, Japan beat the U.S. at its own game.
- 1970'lerin otomotiv endüstrisinde Japonya kendi oyununda ABD'yi yendi.
It happens automatically.
- Bu kendiliğinden olur.
He gathered his children around him.
- O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
He taught himself French.
- Kendisine Fransızca öğretti.
Worse than a simple fool is a fool believing himself intelligent.
- Kendini zeki sanan bir aptal, basit bir aptaldan daha kötüdür.
First of all, please do a simple self-introduction.
- Her şeyden önce, lütfen basit bir kendini tanıtım yap.
The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
- Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
I showed her my room.
- Ona kendi odamı gösterdim.
I've also done the same thing several times myself.
- Ben de aynı şeyi birkaç kez kendim yaptım.
He was unconscious for several days.
- Birkaç gündür kendinde değildi.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
I saw it with my own eyes.
- Onu kendi gözlerimle gördüm.
I hope to own my own house someday.
- Bir gün kendi evime sahip olmayı umuyorum.