التركية - الإنجليزية
تعريف kemanı في التركية الإنجليزية القاموس.
- keman
- violin
Next month it'll be five years since he began playing the violin.
-Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
Did you hear my son play the violin?
-Oğlumun keman çaldığını duydun mu?
- keman
- {i} fiddle
Tom wants to be able to play the fiddle as well as Mary does.
-Tom Mary kadar iyi keman çalabilmeyi istiyor.
They that dance must pay the fiddler.
-Dans edenler kemancıya ödemek zorundadır.
- keman
- (Muzik) violine
- keman
- violas
- keman
- archery bow
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف kemanı في التركية التركية القاموس.
- keman
- Yay. Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz: "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu
- keman
- Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı çalgı: "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu."- o. Seyfettin
- KEMAN
- (Osmanlı Dönemi) f. Yay. Kavis
- KEMAN
- (Osmanlı Dönemi) Yayı andırır her şey
- Keman
- (Osmanlı Dönemi) KEMAN
- keman
- Yay
- keman
- "- Ö
- keman
- Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı çalgı
المصطلحات ذات الصلة
kemanı
الواصلة
ke·ma·nıResimler
السابق
المفضلات