Jane can play the violin, not to mention the guitar.
- Jane gitarın yanı sıra keman çalabilir.
We heard the boy playing the violin.
- Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
They that dance must pay the fiddler.
- Dans edenler kemancıya ödemek zorundadır.
Tom wants to be able to play the fiddle as well as Mary does.
- Tom Mary kadar iyi keman çalabilmeyi istiyor.