kek

listen to the pronunciation of kek
التركية - الإنجليزية
cake

I tried a piece of cake and it was delicious. - Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.

She shared her piece of cake with me. - O, kek parçasını benimle paylaştı.

loaf cake; pound cake
muffin

I baked some muffins. - Bazı kekler pişirdim.

I want an English muffin. - Bir İngiliz keki istiyorum.

(Gıda) sponge cake
hotcake
hot cake

The fresh strawberries went like hot cakes. - Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.

flapjack
poundcake
parkin
brioche
kek kalıbı
cake mould

kek kalıbını yağla.

kek hamuru
cake mix
cevizli kek
(Gıda) nut bread
evde yapılmış kek
bake sale
meyveli kek
(Gıda) fruit cake
peynirli kek
(Gıda) cheese cake
beyaz kek
white cake
elma soslu kek
(Gıda) applesauce cake
kuru üzümlü kek
plum cake
mısır unundan yapılan kek
(Gıda) hoecake
peynirli kek
cheesecake

I'd like to have cheesecake for dessert. - Tatlı için peynirli kek istiyorum.

He tasted the cheesecake. - O, peynirli kekin tadına baktı.

reçelli kek
Swiss roll
zencefilli kek
gingerbread
çikolatalı bir tür kek
devil's food cake
çikolatalı kek
brownie

I've got some brownies. - Biraz çikolatalı kekim var.

She baked some chocolate brownies. - O biraz çikolatalı kek yaptı.

çikolatalı kek
chocolate cake

She is partial to chocolate cake. - Çikolatalı keke düşkündür.

The chocolate cake tempted her even though she was dieting. - O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.

التركية - التركية
Tane ve tohumların, etin veya balığın yağını veya diğer sıvılarını çıkarmak için mekanik sıkılmalarıyla oluşan fiziksel form
Yumurta, un ve şekerle, genellikle içine çekirdeksiz kuru üzüm veya kakao vb. konularak yapılan, fırında pişirilen tatlı çörek
kakaolu kek
İçinde ağırlıklı olarak kakao bulunan kek
sade kek
İçine katkı ve süs maddesi katılmadan yapılan kek
çaylı kek
İçine çay karıştırılarak yapılan kek
üzümlü kek
İçine üzüm konularak yapılan kek
الإنجليزية - التركية
(Askeri) anahtar kriptolama anahtarı (key encryption key)