keen on

listen to the pronunciation of keen on
الإنجليزية - التركية
(Fiili Deyim ) ilgili olmak , meraklı olmak
düşkün

Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim. - I'm not particularly keen on this kind of music.

Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün. - That young man is very keen on cycling.

meraklı

Yarın gelmeye çok meraklı değil. - He is not very keen on coming tomorrow.

meraklı olmak
düşkün olmak
hevesli olmak
hasta
hevesli

Erkek kardeşim pul toplama heveslisidir. - My brother is keen on collecting stamps.

Bu tür müziğe hevesli değilim. - I'm not keen on this kind of music.

-e çok hevesli, -e meraklı, -e düşkün
be keen on
meraklısı olmak
to be keen on
meraklı olmak
be keen on
İng., k.dili. -e çok hevesli olmak, -e meraklı olmak, -e düşkün olmak: be keen on acting aktörlüğe hevesli olmak
be keen on
düşkün olmak
be keen on
hevesli olmak
to be keen on
düşkün olmak
الإنجليزية - الإنجليزية
fond, or appreciative of

I'm not keen on fish with lots of bones.

fond of, devoted to, enthusiastic about
be keen on
be excited about -, be enthusiastic about -
keen on

    التركية النطق

    kin ôn

    النطق

    /ˈkēn ˈôn/ /ˈkiːn ˈɔːn/

    علم أصول الكلمات

    [ 'kEn ] (adjective.) 13th century. Middle English kene brave, sharp, from Old English cEne brave; akin to Old High German kuoni brave.
المفضلات