keşiş

listen to the pronunciation of keşiş
التركية - الإنجليزية
monk

Monks used to play tennis in monasteries. - Keşişler manastırlarda tenis oynarlardı.

The monks were on retreat. - Keşişler geri çekildi.

hermit

The hermit lived in a wooden hut. - Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.

He dressed himself like a hermit for the party last night. - O dün geceki parti için bir keşiş gibi giyinmiş.

priest
(katolik) friar
shaveling
regular
recluse

There's a brown recluse spider in the attic. - Tavan arasında bir kahverengi keşiş örümceği var.

She's a bit of a recluse. - O bir parça keşiştir.

monastic

The abbess asked Mary if she was completely sure that the monastic life fit her. - Manastır Mary'ye keşiş hayatının ona uyduğundan tamamen emin olup olmadığını sordu.

cloisterer
friar
keşiş gibi
monkish
keşiş kulübesi
Hermitage
keşişler
monks

Monks used to play tennis in monasteries. - Keşişler manastırlarda tenis oynarlardı.

The monks were on retreat. - Keşişler geri çekildi.

aziz augustine tarikatına bağlı keşiş
Augustine friar
keşişler
monkhood
التركية - التركية
keşiş
المفضلات