keşfedilemez

listen to the pronunciation of keşfedilemez
التركية - الإنجليزية
undiscoverable
indiscoverable
keşfet
descry
keşfet
{f} reconnoitering
keşfet
{f} scout
keşfet
suss out
keşfet
discover

He discovered a new star. - Yeni bir yıldız keşfetti.

Today I discovered that there's a movie called The Russians are coming! The Russians are coming! - Bugün Ruslar geliyor! Ruslar geliyor! adında bir filmin olduğunu keşfettim.

keşfet
{f} scouting
keşfet
{f} exploring

I am looking forward to exploring this country and having many adventures. - Bu ülkeyi keşfetmeyi ve bir sürü macera yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Hunting, underwater diving, fishing and exploring are among his interests. - Avcılık, sualtı dalış, balıkçılık ve keşfetme onun ilgi alanları arasındadır.

keşfet
explore

He wants to explore the uninhabited island. - O, ıssız ada keşfetmek istiyor.

He hopes to explore the uninhabited island. - Issız adayı keşfetmeyi umuyor.

keşfet
reconnoiter
keşfet
descried
keşfet
ascertain
keşfet
reconnoitre
keşfet
sussout
keşfedilemez
المفضلات