Somehow I accidently activated it.
- Bir şekilde onu kazayla etkinleştirdim.
The accident has caused many deaths.
- Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
While working, he had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
Tom was killed in a plane crash.
- Tom, bir uçak kazasında hayatını kaybetti.
It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
- Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
We have little chance of winning.
- Çok az kazanma şansımız var.
Tom thought he had a chance to win the race.
- Tom yarışı kazanma şansı olduğunu düşündü.
I broke my leg in two places during a skiing mishap.
- Ben, bir kayak kazası sırasında iki yerden bacağımı kırdım.
Good always wins over evil.
- İyi kötü karşısında her zaman kazanır.
His misfortune gained him sympathy.
- Onun şanssızlığı ona sempati kazandırdı.
Tom raised the crowbar intending to smash his attacker's head.
- Tom saldırganın kafasını vurmak niyetiyle kazayağı kaldırdı.
Tom wasn't injured in the train wreck.
- Tom tren kazasında yaralanmadı.
A hundred people were hurt in a train wreck.
- Tren kazasında yüz kişi yaralandı.
I want to minimize the chances of another incident.
- Başka kaza risklerini en aza indirgemek istiyorum.
The incident left a spot on his reputation.
- Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.
I had the fortune to win the first prize in the speech contest.
- Konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazanma şansım vardı.
He has not acquired a fortune; the fortune has acquired him.
- O, bir servet kazanmadı, servet onu kazandı.
He died in a horse riding accident.
- O bir at biniciliği kazasında öldü.