Mary knitted Tom a pullover for his birthday.
- Mary, doğum günü için Tom'a bir kazak ördü.
This pullover does not cost much. It is very cheap.
- Bu kazak fazla tutmaz. O çok ucuz.
The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt.
- Şüpheli en son mavi kot pantolon ve turuncu bir kazak giyerken görüldü.
The colder it got, the more I wanted a jumper.
- Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.
He wore a dark sweater.
- O koyu renkli bir kazak giymişti.
I'm wearing a sweater because I'm cold.
- Üşüdüğümden dolayı bir kazak giyiyorum.
She doesn't know Kazakh language.
- O Kazak dilini bilmiyor.
I will try to write in Kazakh myself.
- Kendim Kazakça yazmaya çalışacağım.
The Moon is cossacks' Sun.
- Ay Kazakların Güneşidir.
Where's a cossack, there's a glory.
- Nerede bir Kazak, orada bir zafer var.