The coffeepot is boiling.
- Kahve demliği kaynıyor.
The kettle must be boiling.
- Çaydanlık kaynıyor olmalı.
boiling oil.
I'm boiling – can't we open a window?.
He was boiling mad.
Put the eggs into the boiling water.
- Yumurtaları kaynar suyun içine koyun.
She poured boiling water into the cup.
- Kaynayan suyu bardağa boşalttı.