kaydediyor

listen to the pronunciation of kaydediyor
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) recording

I hope someone is recording this. - Umarım biri bunu kaydediyor.

Are you recording this? - Bunu kaydediyor musun?

posting
kaydet
{f} tape recorded
kaydet
make a record of
kaydet
{f} record

I recorded our conversation. - Konuşmamızı kaydettim.

She recorded a few sentences. - Birkaç cümle kaydetti.

kaydet
{f} recorded

Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score. - Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.

She recorded a few sentences. - Birkaç cümle kaydetti.

kaydet
{f} recording

Aren't you recording this? - Bunu kaydetmiyor musun?

Aren't you recording us right now? - Bizi şimdi kaydetmiyor musun?

kaydet
enroll

You should have enrolled your children months ago. - Çocuklarını aylar önce kaydetmeliydin.

Fadil's parents enrolled him in a prestigious school in Cairo. - Fadıl'ın ailesi onu Kahire'deki prestijli bir okula kaydetti.

kaydet
save

You must save your files on a CD. - Dosyalarınızı bir CD'ye kaydetmelisiniz.

I didn't save the document. - Dökumanı kaydetmedim.

kaydet
{f} enrolling
kaydet
tape record
kaydet
{f} registered

Have you registered that here? - Onu buraya kaydettiniz mi?

The thermometer registered minus ten last night. - Dün gece termometre eksi on derece kaydetti.

kaydet
prerecord
kaydet
{f} register

Is it too late for us to register? - Kaydetmemiz için çok geç mi?

Tom told me how to do it, but it didn't register. - Tom nasıl yapıldığını bana anlattı ama kaydetmedim.

الإنجليزية - التركية

تعريف kaydediyor في الإنجليزية التركية القاموس.

kaydet
save
kaydet
record
kaydediyor
المفضلات