kayboluş

listen to the pronunciation of kayboluş
التركية - الإنجليزية
loss
disappearance

Fadil didn't have anything to do with Layla's disappearance. - Fadıl'ın Leyla'nın kayboluşuyla ilgili yapacak hiçbir şeyi yoktu.

Other scientists are debating his theory about the disappearance of dinosaurs. - Diğer bilim adamları onun dinozorların kayboluşu hakkındaki teorisini tartışıyorlar.

kaybol
disappear

The snow will soon disappear. - Kar yakında kaybolacak.

Tom disappeared without a trace. - Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.

kaybol
got lost
kaybol
melt away
kaybol
(Argo) bite me
kaybol
become lost
kaybol
get lost!

Why did you get lost in the woods? - Ormanda niçin kayboldun?

Wherever I may go, I will get lost. - Nereye gidersem gideyim, ben kaybolurum.

kaybol
get lost

You can't get lost in big cities; there are maps everywhere! - Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!

Wherever I may go, I will get lost. - Nereye gidersem gideyim, ben kaybolurum.

التركية - التركية
Kaybolma işi veya biçimi
kayboluş
المفضلات