kaybetmiş

listen to the pronunciation of kaybetmiş
التركية - الإنجليزية
bereft
Simple past tense and past participle of bereave

bereft of gorm - in Yorkshire dialect - mindless one, idiot = gormless.

deprived of, lacking, stripped of, robbed of
pained by the loss of someone
{s} deprived of the possession or use of something
of Bereave
sorrowful through loss or deprivation; "bereft of hope"
past of bereave
If a person or thing is bereft of something, they no longer have it. The place seemed to be utterly bereft of human life. = devoid
unhappy in love; suffering from unrequited love
yolunu kaybetmiş
disoriented
kaybet
lose

Don't lose confidence, Mike. - Güvenini kaybetme, Mike.

The yen is expected to lose value against the dollar. - Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.

kaybet
mislay
kaybet
{f} losing

She forgave him for losing all her money. - O, tüm parasını kaybettiği için onu bağışladı.

I can't stand losing her. - Ben onu kaybetmeye dayanamam.

kaybet
{f} lost

I have lost my watch. - Kol saatimi kaybettim.

Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas. - Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.

kendini kaybetmiş
lost
birliğini kaybetmiş asker
straggler
el alışkanlığını kaybetmiş
rusty
hafızasını kaybetmiş
amnesiac
kaybet
forfeit
kaybet
mislaid

I've mislaid my watch. - Kol saatimi kaybettim.

yakınını kaybetmiş
bereaved
yakınını kaybetmiş kimse
the bereaved
yolunu kaybetmiş
stray
yolunu kaybetmiş
strayed
kaybetmiş
المفضلات