kayırma

listen to the pronunciation of kayırma
التركية - الإنجليزية
التركية - التركية
Kayırmak işi, koruma, himmet, iltimas
koltuk altı
Kayırmak
(Osmanlı Dönemi) MÜBALAT
Kayırmak
gözetmek
kayır
Kalın kum
kayır
iri taneli ve kalın kum
kayır
İnce kum
kayır
ırmakların sürükleyip biriktirdiği kalın kum
kayırmak
Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak, haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek: "Güzelle yüceltirim insanlığı, işim bu / Çirkini, kabayı ve hamı kayıramam ki."- A. M. Dıranas
kayırmak
Birini, başkalarının veya işin zararı pahasına tutmak, haksız yere kolaylıklar sağlamak, iltimas etmek
kayırmak
Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek
kayırmak
Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek: "Bizi kayıran, arayan yok."- H. R. Gürpınar
kayırma
المفضلات