Bill took the blame for the loss.
- Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.
People suffered heavy losses in the eruptions.
- İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.
Who has found a lost dog?
- Kayıp bir köpeği kim buldu?
Between sobs, that lost girl said her name.
- O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.
I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
- Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
A ring and some cash are missing.
- Bir yüzük ve biraz nakit kayıpi
I awoke to find my suitcase gone.
- Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.
All my books are gone.
- Tüm kitaplarım kayıp.
A lost dog strayed into our neighborhood yesterday.
- Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi.
A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive.
- Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.
No other casualties have been reported.
- Başka hiçbir kayıp rapor edilmedi.
There have been no reports of casualties.
- Hiç kayıp raporu yoktu.
They all looked for the lost child.
- Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.
They all sought for the lost child.
- Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.